bizim hikayemiz

bizim hikayemiz

Hikayemiz Başladı...

 

Tarih ve medeniyetin beşiği, kültürün merkezi ve Doğu ile Batı’nın buluşma noktası olan bu topraklarda, bu vakfın fikri doğdu.

İmparatorlukların görkemine ve kuşaklar arasında bilgi aktarımına tanık olan Türkiye, bu vizyonun ilk merkezi oldu. İnsanın medeniyetin özü olduğuna ve insanın ancak eğitim, bilgi ve kültür yoluyla inşa edilebileceğine dair derin bir inanç üzerine kurulu olan bu vizyon, 1995 yılında somut bir adım atarak hayata geçti.

 

Başlangıç

 

Bu vakıf, zamana ve mekâna meydan okuyan yüce değerleri şiar edinerek, insanla başlayan ve insanla biten bir yol çizdi. Kurucular, gençlerin eğitim ve terbiyesiyle toplumu ilerletip kalkındıracak ana unsur olduğuna inandılar.

Bu nedenle, vakfın ilk günden itibaren eğitimi temel bir unsur olarak kabul etti. Ancak bu eğitim sadece bilginin aktarımı değil, aynı zamanda yüce değerlerin yaşatıldığı bütünsel bir eğitimdi. Bu eğitim, akıl ile kalbi, maddi ilerleme ile manevi yükselişi birleştiren bir yaklaşımdı.

 

Geleceği İnşa Eden Gençler

 

Vakıftan geçen kuşaklar, bilgiyle donatılırken aynı zamanda değerlerle eğitildi. Bu gençler sadece akademik veya mesleki başarılarla kalmadı; taşıdıkları değerlerle toplum liderleri ve öncüleri oldular.

Adalet, şeffaflık ve iyilik üzerine kurulu yeni toplumlar inşa ettiler. Tüm bunlar, eğitimin köprü işlevi görmesi sayesinde oldu; geçmişin medeniyetlerini ve yaratıcı mirasını, umut ve beklentilerle dolu bir geleceğe bağlayan bir köprü.

 

Yolculuk Devam Ediyor

 

Ancak bu yolculuk burada sona ermedi. Bir zamanlar vakfın gölgesinde yetişen gençler, bugün vakfın bayrağını taşıyanlar oldular. Çağın değişen şartlarına uyum sağlayarak, temel değerleri koruyarak yöntem ve araçları yenilediler.

Bugün vakfın liderleri, dünyanın karşılaştığı büyük değişimleri fark ettiler. Savaşlar, yoksulluk ve adaletsizlik gibi insani krizlerin derinleştiğini gördüler ve bu sorunların çözümünde yüce değerlerin ekilmesinin ve güçlendirilmesinin en etkili çözüm olduğunu anladılar.

 

Değerlerle Geleceğe

 

Bu değerlerin ekilmesi, genç nesillerin yanlış düşünce ve şüphelerden korunması için bir savunma duvarı oluşturur. Bu sadece İslam toplumları için değil, tüm dünya için geçerlidir. Çünkü tüm dünya, karmaşa, krizler ve sapkınlıklardan kurtarılmayı bekliyor ve bu ancak yüce değerler üzerine kurulu sağlam bir anlayışla mümkündür.

 

Vizyonun Ötesine Geçmek

 

Eğitimin bu bilinci güçlendirmek için en uygun yol olduğu bilinciyle vakıf, eğitim ve bilginin ötesinde insana yönelik daha geniş bir bakış açısı benimsemiştir.

İnsanın tam anlamıyla inşa edilmesi için sadece bilgi yeterli değildir; ruhu besleyen değerlere ve bu bilgiyi toplumun inşasında kullanmasına imkân veren bir rehberliğe ihtiyaç vardır. Bu nedenle, vakfın faaliyetleri ruhu ve ahlaki değerleri geliştirmeye yönelik faaliyetlerle genişletildi.

Ardından bilgi edinme için uygun ortamlar sağlandı ve nihayetinde sosyal dayanışmayı güçlendirmeye yönelik yardım çalışmalarıyla tamamlandı.

 

Türkiye’den Dünyaya

 

Bu süreçler, daha geniş bir yenilikçi vizyonun parçasıdır. Bu vizyon, vakfın coğrafi sınırlarının ötesine geçmektedir.

Sınırlar, vakfın yöneticileri için bir engel oluşturmadı. Yüce değerlere olan inançları ve halkların ortak kimliklerini paylaşma bilinci, sınırları aşarak daha adil ve insani bir dünya inşa etme yolunda ortak bir çalışma motivasyonu sağladı.

Bu şekilde, vakıf yolculuğuna devam etti. Türkiye’de doğan bu fikir, dünyaya yayıldı. Türkiye, bu yolculuğun başladığı yer olarak, medeniyet ve insanlık köprüsü oldu.

Balkanlar ve Orta Asya gibi bölgeler, İslam ümmetinin ve özellikle Türk milletinin tarihi derinliğini yansıtan alanlar olarak vakfın çalışmalarına dâhil edildi. Bu bölgelerle olan tarihî ve kültürel bağlar, iş birliği ve dayanışmayı güçlendiren bir unsur haline geldi.